Sürü psikolojisi nedir? Sürü psikolojisiyle hareket etmek yanlış mıdır? Kitle psikolojisi nasıl oluşur? Sürü psikolojisi yararlı veya zararlı mıdır? Libet sosyal deneyleri sürü psikolojisiyle ilgili neler anlatır? Kitle psikolojini önlemek mümkün müdür? Hayvanlarda sürü psikoloji nasıl oluştu? Ayna nöronlar ve psikoloji ilişkisi nedir? Ayna nöronlar sürüye uyumda etkili midir? Sorularıyla ve klasik düşüncelerden farklı bir bakış açısıyla buradayız. Söyleyeceklerimiz eleştiriye açık ve geliştirmeye muhtaç olacak kadar iyidir.
Psikoloji Nedir?
Ana kavramımız psikoloji: İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim dalı olarak tanımlanan ancak tüm canlılara dair çok daha fazlasını kapsayan bir kavramdır. Duygularımız, düşüncelerimiz, davranışlarımız ve bilinmeyen yönlerimizi anlamaya çalışan bilim dalına psikoloji diyebiliriz.
Sürü Psikolojisi Nasıl Oluştu?

Hayatta kalma içgüdümüz ve korku duygumuz en temel yaşam kaynaklarımızdandır. Bu kaynaklar bizi besleyen, sıcak tutan, koruyan ilk insanla karşılaşmamız sayesinde canlı kaldı. Onsuz kalınca açlık, tehlike ve ölümle burun buruna gelindiğini her insan bebekken öğrendi. Ancak bu öğrenme bilinçli bir öğrenme değildir. Bedenimizin ve beynimizin ilkel ve tam olarak açıklanamayan kayıtların sonucudur. Bakıma muhtaç olduğu dönemde ihtiyaçları karşılanmayan ve yetişkinlik döneminde güven ve uyum sıkıntısı yaşayan insanlar tanırız. Bu sıkıntı zaman zaman arayışla, yıpratıcı ilişki tercihleriyle ve zararlı gruplara katılımla sonuçlanabilmektedir. Ayrıca, kişilerin müzik gruplarına, çetelere, partilere, akımlara, spor takımlarına, ulusal ve uluslar arası kuruluşlara olan bağlılığı, onlarla ortak eylem çabası hatta bu kitlelerin aile, yuva, ocak, mabet olarak tanımlanması dikkat çekicidir. Anne kucağındaki gibi kabul görmeyi, güven duymayı ve ölmeyeceğine inanmayı sağlayan bir çekicilik. Yapbozun eksik parçası mutlaka tamamlanacağı için gruba uyum ve sürü psikolojisi doğal bir sonuç olarak karşımızdadır.
Sürü Psikolojisi Ne İşe Yarar?
Sondan başlayalım. Bugünü ve 21. yüzyıl insanını ele alalım; tuttuğu takımı, doğduğu memleketi, inandığı ideolojiyi, oy verdiği partiyi… ölümüne savunabilen onların bazı doğru-yanlışlarını fark etmeyen insanı. Sizce bunların ne kadarı mantıklı seçimin sonucudur. Kim bilerek yanlışı seçmeyi ister? Şimdiyse ilk insan topluluklarını düşünelim. Vahşi doğadasınız. Beslenmek, barınmak, korunmak için yalnız kalmamak, küçük gruplara uyum sağlayarak organize olmak sizce uzun ömür sağlamaz mı? Siz vahşi doğada yalnız olmayı mı aynı korkuyu yaşayanlarla beraber hareket edip hayatta kalmayı mı seçerdiniz? Elbette iki cümleyle anlattığımız gibi basit bir tablo hayal etmemeliyiz. Bu sonuca varana kadar açlık ve ölümle sonuçlanan kısa ömürlü tercihler mutlaka olmuştur. Ve sonunda yanlışlar değil hayatta tutan tercihler günümüze ulaşmıştır.
Yararlı veya Zararlı Mıdır?
Tek olan bireyle sosyal gruplara, derneklere, spor takımlarına, partilere vb. kitlelere katılmış bireyin durumunu kıyaslayalım. En önemli fikri tek başına savunanla ortalama bir düşünceyi kalabalık kitle içinde haykıran ve destek bulan bir insanı düşünelim. Hangisi olmak istersiniz. Vahşi bir yırtıcıya tek başına saldırmayı mı, aynı hedefe mızraklarla saldıran ilkel bir avcı grupta olmayı mı isterdiniz? Böylece kitle olmanın neyi sağladığını neden bir sürüyle var olmanın ölümsüzlük gibi geldiğini anlayabiliriz. Bu kapsamda kitle karşıladığı ihtiyaçlara göre yararlı, barındırdığı riskler sebebiyle zararlı olma ihtimali içerir.
Suç İşleme ve Kitle Psikolojisi

Sürü kimliksizdir. Benzerlikler taşır. Bireyle grup arasında sadece hiyerarşik ayrım olabilir. Sürü lideri, kaptanlar, amigolar, başkanlar veya kabile şefleri gibi. Sokak eylemleri veya stadyumları düşünün. Hep bir ağızdan marşlar söyleyen, saldırabilen ve küfür eden insanlara bakın. Normalde tek başına sergilemeyeceği davranışları kitleyle ortaya koyanların tutumunu nasıl izah edebiliriz. Buradan kitledeki insan suç işler, gruplardan uzak duralım sonucu çıkarılmamalıdır. Bireyin tek iken yapmayacağı yada yapamayacağı eylemlere sürüdeyken atılması asıl meseledir. Sizce de sürü ve suç işleme arasında bir bağ yok mu?
Benjamin Libet Sosyal Deneyleri

Libet sosyal deneyleri ve diğer sosyal deneylere göz atalım. Deneyler sürü ve kitle psikolojisi üzerine kilit noktalar sunuyor. Sosyal öğrenme kavramı ön planda. Mantıklı bir amaç uğruna olmasa da beynimizde bu öğrenme yolu açık. Davranış taklidi yada uyum olarak değerlendirilebilir. Beynimiz kabul görüp kitleye adım attığında ödüllenmiş gibi doyum yaşamakta olduğu uyumdan sonra ise rahatladığı tespit edilmiştir. Grubun zararlı yada zararsız oluşunun süreci durdurmadığının altını çizmekte fayda var. Beyin temelli araştırmalarsa; ayna nöronların davranış taklidi sayesinde sürüye dahil olma ve onlar gibi davranmada büyük etken olduğunu göstermektedir. Maymunların davranışları taklit edebilmeleri ayna nöronlar sayesindedir. Peki, insan için süreç bu şekilde ilerlemiş olabilir mi?
Sürü Psikolojisi Üzerine
İnsanlarda zaruri olarak ortaya çıkan grup uyumu ve sürü psikolojisi küçük grupların organize olmasıyla başlayıp yerleşik hayat, şehirleşme ve devletleşme gibi gelişmeler devam ettikçe aşama kaydetti. İlk insanların ölüm korkusu ve hayatta kalma dürtüsü ile günümüz insanının reddedilme endişesiyle var olma çabası gruba katılmanın ana sebepleri olarak karşımıza çıktı. Günümüzde ise soru şudur: Dahil olunan yada ait hissedilen sürü bizi hayatta tutmaya mı, bizim gibi olmayanları sindirmeyi mi hedefliyor? Yoksa herkesi şaşırtarak ortak insani değerlere mı yatırım yapıyor? Artık ilkel insanlardan daha gelişmiş bir mantığa ulaştığımıza göre doğru sürüyü-cevabı bulabiliriz. Kitle psikolojisi yazımızın sonunda sürece kaynaklık eden Harari’nin kitaplarına ve Zihin Oyunları belgeseline zaman ayırmanızı öneririm.