LinkedIn Nasıl Kuruldu? LinkedIn Tüyoları ve Profil Oluşturma

LinkedIn nasıl kuruldu, hikayesi ve profilinizi oluştururken hangi ipuçlarını es geçmemelisiniz bilmek ister misiniz? Eğer ‘evet’ ise, bu faydalı sosyal medya platformunun dehlizlerine inerek kariyer planlarımıza nasıl yardımcı oluyor görelim!

LinkedIn nasıl kuruldu? Reid Hoffman’ın Öyküsü

Öz tabirimle LinkedIn, kullanım şekli görünürde Facebook gibi olsa da bize sunduğu fırsatlar sayesinde ayrışan, vaadi mezun olduğumuz veya ilgi duyduğumuz iş dalıyla ilgili profesyonel bir ağ sağlamak olan, incelikle tasarlanmış bir sosyal medya platformudur. Elbette eleştiri getirilebilir yönleri de mevcut; fakat bunu kenara koyup mecrayı nasıl verimli kullanabileceğimize bakalım istiyorum.

‘Her icat bir ihtiyaçtan doğar’ felsefesine göre bu arz kim tarafından hangi sebeple ortaya atıldı buyrunuz görelim:

LinkedIn’in kurucusu Reid Hoffman henüz 10 yaşındayken, bakıcısı onu oldukça girift ve zorlu ‘Zindanlar ve Ejderhalar’ isimli stratejik kutu oyunu ile tanıştırdı (‘Dungeons and Dragons’ oyununa The Big Bang Theory dizisini izleyenleriniz aşinadır). Bu oyun, Hoffman’ın zihin çalıştırıcı oyunlara büyük ilgi duyacağının sinyallerini erkenden verdi. 12 yaşındayken oynamayı sevdiği bir başka oyundaki hataları bularak üreticisine ulaştı. Bu yaşta bir çocuk tarafından oyunun hataları üzerine uyarı alan üretici firma, çıkarmayı düşündüğü yeni bir oyuna yardımcı olması için Hoffman’a teklifte bulundu. O da bu firmaya tek seferlik ücretli danışmanlık yapmayı kabul etti. Hoffman’ın milyarder bir girişimci olduktan sonra kendi ifadelerinden alıntılanan kısımlarda; çocukken bu gibi strateji yüklü oyunların başından günlerce ayrılmadığı, takıntı derecesinde pek çok strateji çıkardığı ve ileride iş hayatı boyunca başardığı taktiksel manevraları çocukluğundaki bu takıntılara borçlu olduğunu görmekteyiz.

LinkedIn nasıl kuruldu?

Reid Hoffman, 1990 yılında Standford Üniversitesi Uygulamalı Felsefe ve Bilgisayar Bilimleri bölümlerinden mezun oldu. Önceden beri arzusu akademisyen olmak olan Hoffman, Marshall Bursu alarak Oxford Üniversitesi’nde yaptığı felsefe yüksek lisansını 1993 senesinde bitirdi.

Oxford’da akademisyenlik yolunda ilerlemek üzere durup bir düşündüğünde, yüzünü o dönem artık daha fazla tutku duymaya başladığı teknolojiye dönme kararı alarak girişimcilik yolunu seçti:

• Başlangıçta Apple ve Fujitsu’da çalıştı.
• 1997’de türünün ilk arkadaşlık ve ilişki kurma sitesi olan ‘SocialNet‘i kurmaya karar verdi. Ne yazık ki, Hoffman’ın tecrübesizliği ve sitenin o zamanın çok ilerisinde bir konsept oluşu onu girişiminden vazgeçirse de bu fikir üzerinde çalışmış olması ona hem sosyal ağ hem de şirket yönetimi anlamında büyük bir ders ve tecrübe oldu.
• 1998’de kendi gibi girişimci arkadaşı Peter Thiel‘ın davetiyle çevrimiçi ödeme şirketi Paypal‘a yönetim kurulu üyesi oldu. Ve tahmin edin orada kiminle tanıştı? Evet, elbette Elon Musk. Ayrıca Youtube kurucularının da bulunduğu bir ekibin önemli parçası oldu. Asosyal bir çocukluk geçirmiş olması ve kendini gelişime vermesi ileriki dönemlerde adeta onun şansı olmuştu.

• 2002’de çevrimiçi alışveriş sitesi eBay Paypal’ı 1,5 milyar dolara satın aldıktan sonra, Paypal’ın yönetici ekibi kazandıkları paralar ile kendi şirketlerini kurmaya başladı. Hoffman da aynı sene dört yakın arkadaşıyla LinkedIn‘i kurdu. SocialNet sitesini kurmayı istediği dönemden beri bir sosyal ağ kurma fikri aklında hep sabitti.

LinkedIn ve Facebook

• 2004’te ise 20 yaşında üniversite terk bir genç olan Zuckerberg, Hoffman ile görüşüp ‘The Facebook‘ ve dosya paylaşım servisi olan ‘Wirehog‘ ile ilgilenip ilgilenmediğini sordu. Kendi sosyal ağını kurmaya çalışırken bu teklifle ilgilenmeyen Hoffman, arkadaşı Thiel ile Zuckerberg’i tanıştırdıktan sonra, bu üçlü bir anlaşmaya vararak Facebook için ilk yatırımı yaptı. Yatırımın akabinde Thiel şirketin yönetim kuruluna katıldı. Hoffman ve Thiel geçtiğimiz 15 yıl boyunca Zuckerberg’e hem arkadaşlık hem de danışmanlık yapmayı sürdürdü.
• 4 sene boyunca LinkedIn CEO’su olan Hoffman, 2007’de şirketin işlerliğine olan inancı yükseldiği için görevini bırakarak yönetim kurulu başkanlığına geçti. Yerine şirketin şu an halen CEO’su olan, ayrıca Yahoo’nun da yöneticilerinden Jeff Weiner geçti.
• LinkedIn bir noktaya kadar tatmin edici ilerleyişini sürdürse, 2016’ya gelindiğinde yatırımcılarının beklentilerini daha fazla karşılayamadı. Bunun üzerine Hoffman ve Weiner, daha büyük bir firmaya katılmanın en akılcı adım olduğuna kanaat getirerek sene ortasına gelindiğinde Microsoft ile 26,2 milyar dolarlık bir anlaşma yaptılar.

Peki LinkedIn bize neler sağlıyor?

LinkedIn tam bir kariyer panosudur. Öncelikle bunun altını çizmek istiyorum. Peki profesyonel bir sosyal ağ platformu üzerinde neler yapabilirsiniz?

Akademik ve mesleki özgeçmişiniz, kendinizi anlattığınız bir yazı, dahil olduğunuz gönüllü etkinlikler ve sivil toplum faaliyetleri vb. sizi hedef odaklı ve etkili şekilde anlatan bir profil oluşturarak işverenlerin aday taramalarında öne çıkabilirsiniz. Yine ‘head hunter’ (yetenek avcısı) olarak da tabir ettiğimiz, firmaların aradıkları kriterlere uygun adayların keşfini ve alımını yapan İK uzmanlarının sizi fark etmesini sağlayacak bilgi ve güncellemeleri de yayımlayabilirsiniz. Birçok istihdam hizmeti artık LinkedIn ile uyumlu, dolayısıyla bir pozisyona başvururken LinkedIn profilinizi de paylaşabilir ve uzun süren etapları kolaylaştırabilirsiniz. İş İlanları sekmesi belki de en çok kullanacağınız bölüm olacaktır. Buraya aradığınız firma/ülke/pozisyon kriterlerini girerek tüm aktif ilanları görüntüleyebilir ve tek tıkla başvuru yapabilirsiniz.

Ayrıca meslektaşlarınız ya da ilgi duyduğunuz bir meslek grubundan bazı kişileri de ağınıza dahil ederek onlara sorular sorabilir, hatta daha önemlisi ana sayfa üzerinde bağlantılarınızın görmesi amacıyla iş arayışınıza dair bir gönderi de yayımlayabilirsiniz. Böylelikle ağınızda, yani arkadaş listenizde olan kişiler sizi ilgili ilanlara ve kişilere yönlendirebilir, ayrıca yine gönderinizi kendi bağlantılarıyla paylaşarak iş arayışınızın duyulur hale gelmesini sağlayabilir ve sizi tavsiye edebilirler.

Facebook ve Instagram’da ana sayfaya çoğunlukla biraz kafamız dağılsın ve eğlenelim diye bakarız öyle değil mi? Oysa LinkedIn ana sayfası, bugün bazı kişilerce Facebook gibi kullanılıyor olsa da çoğunlukla sektörlerle ilgili bilgilendirici yazılar ve videolar ile doludur. Burası, girip taramaya ve okumaya başladığınız anda iş hayatıyla, başarılı olmuş kişilerin hayatlarıyla ve daha pek çok konuyla ilgili faydalı içerikleri bulabilmeniz için biçilmiş kaftan.

LinkedIn Tüyoları

Elbette dahası var! Bana sorarsanız LinkedIn’in en güzel tarafı, paylaştığınız akademik ve mesleki bilgilerin haricinde çalışmalarınızı da sergileyebilmeniz. Örneğin; ben burada yazı yazıyorum. Ve yazılarımın meslekten kişilerce de görülmesini istiyorum. Onları Facebook üzerinde paylaşsam muhtemelen mezun olduğum okuldan hocalarım, arkadaşlarım ve ailem dışında kimsenin dikkatini çekmeyecektir. Oysa LinkedIn üzerinde paylaştığımda bağlantılarım arasında olan kişiler mesleki açıdan yazdıklarıma farklı bir ilgi duyabilir. Bu da belki bana yeni bir kapı açabilir. Neden olmasın?

LinkedIn temelde ücretsiz de olsa her şeyde olduğu gibi Premium üyelik de satılmakta. Premium avantajlarından başlıcaları; çevrimiçi sınıflar ve seminerler, profilinizi kimin aradığını ve görüntüleyebildiğini görme. Ancak ben gerekli olduğuna inanmıyorum.

Hızlı Bir LinkedIn Turu

Ana Sayfa

Facebook’un haber akışına benzer. Burada diğer LinkedIn kullanıcıları tarafından yapılan yayınları görebilir ve başkalarının görebileceği, paylaşabileceği ve yorum yapabileceği kendi yayınlarınızı yapabilirsiniz. Facebook gibi yayınlarınızı yalnızca ağınızdaki bağlantılarla sınırlayabilir veya düşüncelerinizi herkesle paylaşabilirsiniz.

Ağım

Mevcut bağlantı ağınızı görebileceğiniz ve ağınıza katılmaya davet etmek için LinkedIn kullanıcılarını arayabileceğiniz yerdir. Başkalarından aldığınız mevcut davetiyeleri de görebilirsiniz.

İş İlanları

Kapsamlı bir kariyer sekmesidir. Yukarıda da belirttiğim gibi burada iş arayabilir ve iş başvurusunda bulunabilir, ilgilendiğiniz şirketler hakkında bilgi alabilirsiniz. Yeni iş ilanları olduğunda bildirim almayı önceden ayarlayabilir ve e-posta alabilirsiniz.

Mesajlaşma

Ağınızdaki kişilerle anlık sohbet etmek için kullanılır. Ayrıca, LinkedIn Premium’a abone olursanız, ağınız dışındaki kişilere InMail adlı bir ileti göndermek için de kullanabilirsiniz.

Ben

Profilinizin yer aldığı bölümdür. Burada iş deneyiminizi, başarılarınızı, eğitiminizi, mevcut pozisyonunuzu ve daha fazlasını yayımlayarak kariyer geçmişinizi gösterebilirsiniz. Bu bilgilerin gerçek özgeçmişiniz kadar parlak olması önemlidir. Zira iş fırsatlarını kaçırmamak için işverenin size ulaştığı anda doğru etkiyi bırakmanız hayati.

Profil Oluştururken Dikkat Edilecekler

Birincil Bilgiler

1. İkinci bir adınız var fakat bunu kendinizi tanıtırken veya resmi olmayan kayıtlarda hiç kullanmıyorsanız LinkedIn’de de kullanmayın. Eğer profili türkçe açtıysanız isminizi ve diğer bilgilerinizi türkçe karakterler ile yazmalısınız.
2. LinkedIn’de isminizden önce gelen unvanları kullanmanız için ayrı bir bölüm yoktur. Örneğin; eğer günlük hayatta kendinizi Dr. Bige Çaktı olarak tanıtıyor ve kartvizitinizde böyle yer alıyor ise, profilinizde unvanınıza mutlaka yer vermelisiniz. Ancak Dr. Bige Çaktı şeklinde değil, isminizin aramalarda görünmesi için Bige Çaktı Dr. olarak unvanınızı sona ekleyerek yazmanızı tavsiye edebilirim.
3. Kadınlarda evlendikten sonra soyadın değişmesi önemlidir. İsminizi güncellerken Ad, Soyad ve bir de Bekarlık Soyadı bölümü olduğunu fark edeceksiniz. Burayı doldurmanız aramalarda eski bağlantılarınızın sizi rahatlıkla bulmasını sağlar.

Profil Fotoğrafı Nasıl Olmalı?

LinkedIn istatistiklerine göre, fotoğraflı bir profil fotoğrafı olmayana göre 14 kat daha fazla görüntülenme alır. Öyleyse, bakalım profil fotoğrafı nasıl olmalı?

• Güneş gözlüklü, kalabalık grup içerisinde, branşınızın ciddiyetiyle bağdaşmayan, boydan çekilmiş, tatil fotoğrafı, öz çekim ve düşük pikselli fotoğraflardan uzak durmalısınız.
• Giyiminiz, yaptığınız iş ve LinkedIn’deki hedefinizle uyumlu olmalı.
• LinkedIn profili için sıfırdan poz verecekseniz tam karşıya bakan gözleriniz, tebessümünüz ve vücudunuzun hafif sağa dönük olmasına dikkat edebilirsiniz.
• Fotoğrafınızın aydınlık olması da oldukça önemli.

Arka Plan Fotoğrafı

Burası için tek tavsiye; arka plan fotoğrafınızın tarzınız ve hedef kitleniz ile uyumlu olması.

Hakkında – Özet Bölümü

1. İşinizle ilgili yalnızca unvanınızı sunmak yerine merak uyandırın. Örneğin ‘akademisyenim’ demek yerine demek yerine ‘şu üniversitenin şu bölümünde şu tarihten beri araştırma görevlisiyim’ demek daha şeffaf ve anlamlı.
2. Kendinizi anlatırken inandırıcı ifadeler kullanın. Örneğin ölçülebilir bilgi olarak çalışma yılınız, çalışan sayınız veya satış/ciro miktarınız gibi değerler belirtmeniz kendiniz hakkında verdiğiniz diğer bilgileri de daha inandırıcı hale getirir.
3. Hedefinizdeki sektöre hitap edecek bilgileri verin, yani herkese hitap etmeye çalışmayın.
4. İnsanlar hangi kelimeler ile LinkedIn’de araştırma yaptıklarında sonuçlarda sizin profiliniz çıkabilir diye düşünün. Buna uygun olarak, anahtar kelimelerinizi uzmanlık alanı, güncel şirket ismi, sertifikalar, pozisyon ismi, dernek üyeliği vb şeklinde belirleyerek profilinizin belirli yerlerine serpiştirin.
5. Profilinize eklediğiniz bir özgeçmiş dosyasında yer alan bilgiler ile profilinizdeki bilgiler arasında tutarsızlık olmamalı.

Konum ve Sektör Bilgisi Girme

LinkedIn’in istatistiklerine göre konum bilginiz üç kat, sektör bilginiz ise 15 kat profilinizin daha fazla görüntülenmesini sağlıyor. Konumunuzu bulunduğunuz yerden farklı girmeniz, bulunduğunuz konumda arama yapanların karşılarına çıkmanıza engel olacaktır.

Yeteneklerinizi Ekleme ve Başkalarını Onaylama

Sahip olduğunuz yetenekleri aratın ve ekleyin. Ayrıca başka insanların yeteneklerini de onaylayabilirsiniz, bu sizin ağlarınız ile olan etkileşiminizi artıracaktır. LinkedIn bazı yetenekleri ispatlamanız için bazı testler sunar, bu testler kısa bir sınav gibidir. Bunlara girmeye çalışın. LinkedIn tarafından onaylanmış yetenekleriniz ile profiliniz daha güvenilir duracaktır.

Mesaj Kutusunu Kontrol Etme

Tanımadığınız insanlardan gelen mesajları dahi tek tek kontrol edin, her an yeni bir iş fırsatı karşınıza çıkabilir.

Doğru Paylaşım Yapma

Profesyonel etki bırakacak içerik, yorum ve tavsiyeler paylaşın. İşle ilgili olmayanları Facebook’a bırakın.

Aktivitelerin Bildirimini Kapalı Tutma

 Özellikle halen çalışıyorsanız, özgeçmişinizde güncelleme veya düzenleme yaparken, aktivite bildirimlerinizi kapatın. Patronunuzun iş aradığınızı bilmesini istemezsiniz. Ayrıca birkaç ayda bir profilinizdeki bilgileri güncellemeniz ve onu ufak yeni bilgilerle süslemeniz aktif olduğunuzu belli edeceği için tavsiye olunur.

Çalışmaları Sergileme ve Görsellerden Faydalanma

Şimdiye kadar aldığınız ödüller, sertifikalar, katıldığınız projeleri profilinizde listelemeyi unutmayın. Aynı şekilde gönüllü olduğunuz organizasyonlar varsa bunları da profilinize eklemekten çekinmeyin. İşverenlerin %42’si, gönüllü faaliyetleri ayrı bir iş deneyimi olarak değerlendirdiklerini söylüyor. Bunun yanı sıra, LinkedIn’in sunduğu multimedya desteğini kullanarak dikkat çeken bir profile sahip olabilirsiniz. İşlerinizi gönderi yayımlayarak paylaşmanın yanı sıra fotoğraf, video ve slaytlar olarak da profilinize ekleyebilirsiniz.

Gruplara Katılın

Tıpkı Facebook’ta olduğu gibi etkileşimi artırmanın en etkili yollarından biri de sektörünüzle ilgili gruplara katılmaktır. Bu gruplar sayesinde yeni bağlantılar elde edebilirsiniz. İşverenler bu gruplar aracılığıyla sizi fark ederek profilinizi incelemeye alabilir.

İletişim Bilgilerinizi Unutmayın

Kesinlikle yapmanız gereken bir diğer eylem ise, e-posta adresiniz ve Facebook, Twitter gibi aktif kullandığınız diğer sosyal ağ hesaplarınızı da profilinizde paylaşmak.