Kuzey Amerika yerlileri yaratılış mitleri konu başlıklı çok ilgi çekici bir konuyu sizlere anlatacağım. Keyifle okuyacağınıza eminim. 😉
Yaratılış Mitleri
Kuzey Amerika Yerli kabilelerinin yaratılış hikayeleri kabileden kabileye, coğrafyadan coğrafayaya göre büyük ayrılıklar ve değişiklikler gösterir. Yine de birçok hikayede tema ortaktır.
Yerli inançlarda yaşamın başlangıcından önce evrenin soğuk, karanlık ya da sonsuz sulardan oluşmuş bir yer gibi görülmesi olağandışı bir durum değildir. Daha sonra bir yaratıcı tanrı karanlığı ya da sonsuz suları işleyerek dünyayı, güneşi ve hayvanları yaratır ancak bazı versiyonlarda ise bu işleri yapmak üzere başka bir ilahın yaratıldığı belirtilir. Çoğu gelenekte dünyanın yaratılış süreci aynı sırayı izler: Gökyüzü, yeryüzü ve ölüler diyarı. Yaratıcı tanrı bazen insansı özellikler ya da bir hayvan özü taşıyan görünmez bir ruh olarak betimlenir. Bu eril ya da dişi varlık çoğu kez kabile inançlarındaki daha düşüş konumlu ruhların ana-babası ya da yaratıcısı sayılır; insanları doğrudan yarattığına ya da daha düşük konumlu ruhlara kendi adına bu işi yapmayı buyurduğuna inanılır.
- Kuzey Amerika kabilelerin çoğu kendinden daha düşük konumlu tanrıları yaratmış olan yaratıcı bir tanrıya inanırdı.
- Hopi inanışına göre ataları daha önceki üç dünyanın art arda yıkılmasından sonra dördüncü dünyaya çıkmıştı.
- Seminoleler yaratıcı ruhun hayvanları yarattıktan sonra devasa bir kabuğun içine mühürlediği görüşündeydi.
- İrokualar dünyanın bir kaplumbağının sırtına yığılan çamurdan yapıldığına inanırlardı.
- Çerokiler yeryüzünün bir böceğin su altından çıkardığı çamurun büyümesiyle oluştuğuna inanırlardı.

Hopi Kızılderilileri’nin Dördüncü Dünyaya Çıkış Efsanesi
Güneybatı bölgesindeki Hopilerin birçok yaratılış hikayesi vardı. Bir versiyona göre, güneş ruhu Tawa dünyayı ”tokpella”dan (sonsuz uzay boşluğu”) yaratır. Başka bir hikayede, dünyanın Doğunun Sağlam Kadını ve Batının Sağlam Kadını adlı iki ruh tarafından yaratıldığı ve bu arada Tawa’nın çalışmalarını izlediği belirtilir. Üçüncü bir hikayeye göre, Tawa bir gökyüzü ve yağmur ruhu yaratır; Sotuqnangu (Göğü, bulutları ve yağmuru çağıran Kaçina figürü.) adlı ruhun yarattığı Örümcek Nine de dünyayı yaratır. Hopiler ayrıca bir dizi dünyanın dörcüsünde yaşadıklarına inanırdı. Bu inanışa göre, önceki dünyaların hepsi Hopilerin kötü alışkanlıklara sapması yüzünden yıkılır. Her seferinde bir ruh sadece erdemli Hopileri esirgeyerek sonraki yeni dünyaya taşır.

Seminoleler’in Dağdaki Büyük Kabuk Efsanesi
Florida ve Güneydoğu bölgesindeki Seminoleler dünyanın yaratıcısı Dede Ruhu’nun önce hayvanları yarattığına inanırlardı. Efsaneye göre, bu ruh dünyayı yaratma işini bitirince hayvanları devasa bir kabuğun içine kapatır ve kabuğu bir dağa koyarak, hayvanlara bunun çatlamasına kadar beklemelerini bildirir. Ama uzun bir süre geçmesine rağmen, kabuk bir türlü açılmaz. Dağdaki bu bekleyiş sürerken, kabuğun yanı başında biten bir ağaç zamanla büyür ve köklerinden biri kabuğu çatlatır. Kabuktan önce çıkan panteri, kuş, ayı, geyik, yılan, kurbağa ve susamuru izler. Ardından hayvanlar yeni dünyadaki yurtlarına gider.

İrokualar’ın Gök Dünyasının Düş Gören Kadını Efsanesi
Kuzeydoğu bölgesindeki İrokuaların inancına göre, evrenin başlangıcında kara parçalarından yoksun, sonsuz ve boş bir deniz vardır. Denizin çok yukarısında bir gök dünyası kabilesi yaşar. Kabileye mensup bir kadın düşleriyle ünlüdür. Bir gece aslında güneşin bulunmadığı gök dünyasına ışık veren büyülü bir ağaçla ilgili bir kabus görür. Onun isteği üzerine kabilenin çevrisini kazdığı ağaç, gökte oluşan delikten aşağıya düşer. Ağacın elden gidişine kızan kabilenin delikten aşağıya ittiği kadını havada bir şahin yakalar. Ama ayak basacağı bir yer olmadığı için, kuşlar ve su hayvanları bir kaplumbağanın sırtına deniz çamuru yığar ve bu yığın zamanla büyüyerek dünya haline gelir.


Çeroki’lerin Yaratılış Efsanesi
Dünyanın başında sadece su vardı. Bütün hayvanlar gökteki Gälûñ’lätï denilen yerde yaşıyordu ve orası gittikçe kalabalıklaşıyorlardı. Herkes suyun altında ne olduğunu bilmek istiyordu. Bir gün su böceği, Dayuni’si, su altını keşfetmeyi teklif etti. Dayuni’si suyun derinliklerine doğru yüzdü. Ancak bulduğu tek şey çamurdu. Çamurla birlikte yüzeye kadar geldi ve çamur genişledikçe dünya oluştu. Yer, 4 tel kullanılarak gökyüzüne bağlandı. Arazi çok çamurluydu ve ıslaktı bu yüzden hayvanlar, yeryüzü üstünde kanat çırparken kurusun diye büyük şahin ”Galun’lati”yi gönderdiler. Gökyüzünden süzülen şahin, Cherokee topraklarına vardığında çok yorgundu. Bu yüzden kanatları yere vurdu ve kanatlarının vurduğu yerde dağlar ve vadiler oluştu. Hayvanlar yere indiklerinde çok karanlık olduğunu düşündüler bu yüzden güneşi yerine koydular ve şimdiki dünya oluştu.


Kuzey Amerika yerlileri ve yaratılış mitleri hakkında bilgi sahibi olduğunuz umarım. 🙂 Okuduğunuz için teşekkür ederim.