“Dokuzuncu Hariciye Koğuşu: Bir Nefeste Bir Kitap” başlığı altında Peyami Safa kitapları içinde otobiyografi türüne sahip , psikolojik kitaplar arasında yerini alan ve en çok okunan eserini mercek altına alıyoruz.
Roman Hakkında Bilgiler

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa’ nın otobiyografi türünde yazılmış bir romandır. İlk ve en iyi psikolojik romanlar arasında yer alır. Bilindiği üzere Peyami Safa’ nın hayatı acılarla doludur. Bu yüzden eserleri psikolojik ögeler içerir. Bu eserin de, insan ruhu ve bedeni arasındaki iletişimi, karmaşayı ve oluşabilecek vedalaşmayı anlatır. Hem de görülmemiş bir gerçeklikle. Roman kahramanın yaşadığı çelişkileri ve çatışmaları yansıtmakta çok başarılı diyebilirim. İlk kez 1930 yılında basılmış. 90 yıldır raflarda, ellerde ve başucumuzda…
Romanda (psikolojik kitaplar) İşlenen Tema:
Küçük bir çocuğun acılı, korkulu, sıkıntılı ve ümitsiz (kimilerine göre) tedavi süreci işleniyor. Bazen yalnızlık duygusu içinde hastalığa rağmen ümit edebilmeyi ve aralara serpiştirilmiş bir aşk temasını barındırıyor.
Neden Okumalısınız?
Roman ilk satırlardan itibaren sizi ortama çekebilen bir güce sahip. Beş duyunuzu tercihinize bırakmadan hızlıca devreye sokarak, sizi romanın bir parçası ve gözlemcisi yapıveriyor. Bu durum emin olun kitabın sonuna kadar devam edecek. Sadece zaman ayırın.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu: Kahraman ve Diğerleri

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının en önemli karakteri; 15 yaşındayken kemik hastalığı tedavisi için aylarca hastahanede yatmak zorunda kalan yazarın kendisidir. İsimsiz bir kahramandır. Diğerler kahramanlar ise; sevdiği kız Nüzhet, Paşa, yenge, kahramanın annesi, doktorlar…
Suçların En Ağırı: Yalan
Kahramanımız sevdiği kızın yalan söylediği bir durum yaşar, bu durum kendisinde derin ve fırtınalı bir etki bırakır. Yalan kavramı üzerine fikirlerini ifade eder. İtiraf etmem gerekiyor ki okuyucu olarak o cümleleri çekip hayatıma sokmak istedim. Kahramanımız: ”… Ağaçlar kökünden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır…” diyor.
Romana Yönelik Övgü
Ahmet Hamdi Tanpınar: Esere yönelik “Acının ve ıstırabın yegane kitabı.”demiştir. Bu yorum sanırım eksiksiz…
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu: Altın Harfler

“Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler.”
“İki hasta kadar birbirine yakın hiç kimse yoktur.”
“Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüyordum.”
9. Hariciye Koğuşu alıntıların bir kısmı…
Romanın En Farklı Yönü:
Başkarakterin isimsiz oluşu, o isimsiz karakterin net şekilde hissedilmesi, beş duyuyu canlı tutuşu, unutulmaz bir betimleme gücüne sahip olması, tüm anları sıkmadan vermeyi başarması romanın bazı farklı ve güçlü yönleridir.
Bir sonraki romanla görüşene kadar mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Doğru kitaba zaman ayırdınız, pişman olmayacaksınız. (Dokuzuncu Hariciye Koğuşu)
Sözde Kızlar: Peyami Safa’ nın ilk kitabı ve diğer Peyami Safa kitapları için tıklayın.